Ekonomik kriz özel sektörü derinden sarstı. Kârlılığını kaybeden binlerce işletme borçla ayakta duruyor. Uzmanlar, bu şirketlerin ülkenin geleceğini tükettiği görüşünde.
Türkiye ekonomisi son yıllarda yüksek enflasyon, sıkılaşan kredi politikaları ve faiz baskısı altında zor bir dönemden geçiyor. Bu süreçte, gerçekte iflas etmiş olmasına rağmen faaliyetlerini borç, teşvik ya da düşük faizli kredilerle sürdüren işletmeler yani ‘zombi şirketler’ çoğalıyor.
Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nün yayınladığı “Türkiye’nin İcra ve İflas Raporu”na göre, ülkedeki her 5 şirketten biri artık organik şekilde değil, yapay desteklerle yaşamını sürdürüyor. Raporda, reel sektörün büyük bir kısmının kâr edemediği, yalnızca borçlanarak ya da kamu destekleriyle ayakta kalabildiği belirtildi.
Hukuk ve Adalet Politikaları Direktörü Dr. Yavuz Selim Günay tarafından hazırlanan rapora göre, çok sayıda şirket fiilen iflas etmiş durumda ancak bunu resmi olarak ilan etmiyor. Bu işletmeler faaliyetlerini asgari düzeyde devam ettirerek ekonomide “zombi” konumuna düşüyor.
Raporda dikkat çeken bir diğer veri ise KOBİ’lerin finansmana erişimiyle ilgili. Ocak 2023Mayıs 2025 döneminde kullanılan KOBİ kredileri nominal olarak yüzde 120 artmış gibi görünse de, aynı dönemdeki yaklaşık yüzde 240’lık kümülatif enflasyon nedeniyle reel anlamda ciddi bir daralma yaşandı. Yani işletmelerin krediye erişimi artıyor gibi görünse de aslında borçlanma kapasiteleri ciddi şekilde geriledi.
IMF’nin 2023 tarihli raporuna göre Türkiye, halka açık olmayan şirketler arasında zombi şirket oranında yüzde 13 ile dünyada birinci sırada yer alıyor. Bu oran her geçen gün artarken, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler), yüksek faiz ve sıkı vergi politikaları nedeniyle kırılgan hale geliyor.
Ekonomist Tunç Şatıroğlu da bu tabloya dikkat çekiyor:
Şatıroğlu’na göre, zombi şirketler faaliyetlerini sürdürebilmek için dış kaynak ya da düşük faizli krediye bağımlı hale gelmiş durumda. Bu da reel sektörün kendine yeten bir yapısından uzaklaştığını gösteriyor.
Raporda yer alan bir başka çarpıcı veri ise ekonomik suçlara ilişkin. 2024 itibarıyla Türkiye’de her 14 kişiden biri ekonomik suçlarla ilişkilendirildi. Mal varlığına karşı suçlar kapsamında yürütülen ceza soruşturmalarının sayısı son yıllarda istikrarlı bir şekilde arttı.
Adalet Bakanlığı verilerine göre mal varlığına karşı suçlardan şüpheli sayısı 2022’de 5,8 milyon iken, bu sayı 2024’te 6 milyonu aştı. Suç ve dosya sayılarındaki bu artış, ekonomik krizin toplumsal etkilerini de gözler önüne serdi.
İcra ve iflas dairelerindeki dosya sayısı 2015’te 26 milyon seviyesindeyken, 2023’te 38,3 milyonla zirve yaptı. 2024’te dosya sayısı bir miktar gerilese de, sistemdeki işlem süresi dikkat çekici şekilde uzadı.
2023’te bir icra dosyasının ortalama işlem süresi 582 gün iken, bu süre 2024’te 918 güne yükseldi. Bu da yüzde 57’lik bir artış anlamına geliyor.
Türkiye işsizlikte dünyaya fark attı!126 izlenme
Günaydın! 'Partili cumhurbaşkanlığında yanıldım, bu sistem ülkeyi felakete götürür'982 izlenme
Guterres'ten tahıl teşekkürü: Çabaları için Erdoğan'a ve Türk hükümetine minnettarım20 izlenme
Binlerce hayali seçmen 'algı oyunu'ymuş1843 izlenme
Mansur Yavaş'tan Milli Eğitim Bakanı Tekin'e bir salvo daha16 izlenme
Yağlıdere Belediye Başkanı İbaş: Giresun afet bölgesi ilan edilmeli114 izlenme
Son ankette Millet İttifakı'nda dikkat çeken yükseliş: Erdoğan'a kötü haber!43 izlenme
Kılıçdaroğlu, Strazburg’da OHAL’i anlatacak!119 izlenme
Bakanlık tek tek paylaştı! İşte sosyal konut projesinde doğru olduğu bilinen 10 yanlış
78 kişinin öldüğü otelin sahibi, 3'üncü otelini yapıyormuş; 'Cani Halit' yazılı pankart asıldı
Zeus'un saldırdığı Süleyman Kır: "Ben aslana hakkımı helal ederim. Art niyetli insanlara hakkımı helal etmem. Gerçekten aslanın bir suçu yok"
AKP'li isimden Erdoğan'a 'turp' uyarısı: 'İmamoğlu'yla ilgili bir hazırlık varsa...'